Karaca Sanat Galerisi bu ay yine ilginç bir sanatçıya yer veriyor: Nur Gökbulut, geçen ay, yine aynı galerideki video art çalışması ile Sevinç Akkaya uzun süre belleklerimizde yer edecek. Bu ayki sergide hem yerleştirmeler hem de resimler var. Bizce, serginin en önemli parçalarından birisi galeri yöneticisinin odasında gezerken bu odaya uğramayı sakın unutmayın, o trajik kırmızı ay’ı görün.
Nur Gökbulut, bu ay Başak Sigorta Sanat Galerisi’nde sergi açan Serap Etike’ye duruş açısından benziyor. Kadınca duruş bilineni yineleyen çıtkırıldım, romantik bir sanat anlayışı değil. Verili bilgiyi yaratıcılıkla memleket sorunlarına, insanın dertlerine merhem ve bunları çağdaş sanatın diliyle yapabilmekle ilgili. Bu ay Ankara’da kadınlar konuşuyor, derinliği olan şiirsel imgelerle bize sesleniyorlar.
Nur Gökbulut, bastan beri resmin geleneksel malzemesi dışına çıkmayı seven bir ressam, nesnelerden çok, nesneleri resimsel bir bağlam içinde kullanma sanatıyla uğraşan bir sanatçı. Nesneleri resimsel malzemeye dönüştürüyor. Gökbulut için Pop Sana demek haksızlık olur, çünkü onun yaklaşımı Pop Sanat’taki gibi yüzeysel değildir: Arar, bulur, isler, dönüştürür, hikâyeye ekler. Nesneleri, geleneksel resim malzemeleriyle birlikte, onlara benzer bir biçimde kullanır. Örneğin, Dine’ın da kulsmda bir bağ vardır ama resimsel anlamda kaba bir estetik anlayışla oluşturulmuş cılız bir ilişkidir bu. Kısaca Pop Sanat’ın farklı bir sorunu vardır. Nur Gökbulut’un resimleri Pop Sanat’taki gibi vurdumduymaz, soğukkanlı değildir ve pop kültürü vurgu lam azlar. Daha da önemlisi, resimsel bir Stil yaratmak için çabalarlar, el işine önem verirler. Nesne kullanımı ise Pop Sanata yakınlıkla ilgili temel bir belirleyici
Zaten günümüz resim sanatında, nesne kullanımındaki özgürlük, kökendeki ben Belki Gökbulut resmine Kavramsal Sanat sonrası resmin özellikleri yakıştırılabilir. Örneğin, bezlerdeki sandık lekelerinin estetik görüntüsü ve içli anlamıyla; Düzce depreminde, Kızılay’ın gönderdiği çadırların beklemekten çürümüş dokusu arasındaki benzerlim yakalamak Pop Sanat’tan çok bazı Kavramsal Sanat çalışmalarına yakındır.
Galerinin kapısında bizi karşılayan dev örümcek ağı tığla zincir çekerek yapılmıştır. İç metanda da örümcek benzer örümcek ağları bulunmakta. Soyut ekspresif biçemle yapılmış resimlerin üzerine de Örümcek ağı çizilmiş. Oyaların kolaj olarak örümcek ağları, örümcek ağı desenleri, sandık lekesi olan bezler üzerine resmedilmiş örümcek ağlan, mulaj kağıdı, asetat, küçük tahta parçaları, kurumuş yaprak-örümcek ağı. bu serginin temel motifidir. Ağlar, Büyük Umutlarda’ki gibi ürkütücü, Dizi içine çekerek korkutan türden değil, açık seçik ağlar, temtü, iyi kalpli örümceklerin işi. Zaman zaman süslü, dekoratif. Sandık lekelerindeki acı ise insanın içine işliyor. El değmemişlik. doğal koruyucu malzemeden oluşan sisli anlamlar… Gökbulut, değişik teknikler kullanarak ana motifin çağrıştırdığı anlamları ortaya çıkarmaya, güçlendirmeye çalışmış. Bir örümcek sabrı göstererek yarattığı çalışmalarla sezgisel bir aura oluşturmuş. Kavram bütünlüğü ile izleyicinin daldan dala atlamadan konunun içinde rahatça dolaşması sağlayan resmin ve düzenlemenin komşuluğu sergiyi ilginç kılıyor. Beuy’sum kağıttaki yağ lekesini, plastik örümceğin başardığını görmek, ressamın bunu fark ederek bizimle ayrıntıda saklı olanın, incelikli duyguların ressamı. Bu günlerde ağına düşmeden Karanfil Sokak’tan geçmeniz zor.
EDEBİYAT ELEŞTİRİ, s:61, Ankara, 2002
Hakkı Engin Giderer